Rızık nedir? Nasıl elde edilir?

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Misafir

Rızık nedir? Nasıl elde edilir?

Mesaj gönderen Misafir »

Rızık, Allah’ın herkese nasip ettiği, hayatının devamını sağlayan nimetler olarak tarif edilmektedir Nimetler, hayatın hizmetinde ve hayatın devamını sağlamak için çalışmaktadırlar Rızkın hizmet edip devamını sağladığı hayatı da iki kısma ayırmak gerekmektedir Biri maddî hayat, diğeri de mânevî hayattır Her ikisinin de kendine has, kendine özgü beslenme şekilleri vardır Maddî hayatın beslenme şekilleri ve sebepleri maddî olduğu gibi, mânevî hayatın beslenme şekilleri de kendi şartlarına göre, kendi standartlarına özeldir

Maddî vücut, hayatın şu âlemde görünen evi ve elbisesi gibidir Vücut, hücre denen yapı taşlarından yapılmaktadır Bu yapı taşları, yaşlandıklarında, hizmetini tamamladıklarında, nöbet görevini yerine getirdiklerinde yenileri ile değiştirilmektedir Bu hücreler, vazifelerine devam ettikleri müddetçe beslenmeye ihtiyaçları vardır Yerine yenilerinin gelmesi için de beslenmeye ihtiyaç vardır Yani bu hücreleri bir devletin memur kadrosu gibi düşünürsek, onların hem geçimini sağlamak, hem de emekli olduklarında veya öldüklerinde, yenilerinin alınmasına benzemektedir Bunların yapılması için sürekli bir gelirin olması lâzımdır Hem ihtiyaçları giderilsin, hem yenileri temin edilsin

Allah, insana iştihalı bir mide vermiştir Bütün midelerden, “Rezzak” ismine, yani Allah’ın rızık verici ismine yükselen bir duâ ve istek vardır Allah’ın Rezzak ismi bütün varlıklara rızık vermektedir Rezzak ismi güneş gibidir Güneş, kurallarına uygun şekilde karşısında duran her şeyi nasıl aydınlatıyorsa, Rezzak ismi de usûlüne uygun şekilde rızık isteyenleri aç bırakmayacaktır Kurallarına uygunluktan maksat, rızka muhtaç varlıkların içinde bulunduğu şartlar ve rızkı arama biçimleridir Rızkı arayanların sahip oldukları güç ve kuvvet, rızkın gelmesi konusunda önemli bir faktördür

Rızık, rızka muhtaç olanların, rızıklarını arayabilecekleri güçleri ile ters orantılıdır Âcizlik arttıkça rızkın gelişi kolaylaşmakta, acizlik azaldıkça da zorlaşmaktadır Anne karnındaki bir yavrunun rızkı, hiçbir çabaya gerek kalmadan doğrudan kendisine ulaşmaktadır Rezzak isminin onun hakkındaki tecellisi böyledir Yeni doğmuş bir yavrunun rızkı, hiç ummadığı bir yerden, ummadığı tarzda kendisine ulaşmaktadır Ancak, ağzını kıpırdatıp emmesi gerekmektedir Yavru büyüdükçe, rızkına ulaşması belli çabalar istemektedir Kendi gayretine, anne babasının çabaları da eklenmektedir Çünkü, kendi imkânları ile rızkını temin etmesi mümkün olmadığı için, Allah’ın rahmeti, anne babasının şefkatini ona bir hizmetkâr olarak göndermektedir Şefkat de ona bir rızk olarak gelmektedir Biraz daha büyüyüp kendi işini kendisi görecek hale geldiğinde, anne babası da geriye çekilmekte, kendi gücüyle rızkını aramak mecburiyeti doğmaktadır Kendisi küçük ve aciz iken ayağına gelen rızk, şimdi kişiyi kendi ayağına gelmeye zorlamaktadır Küçük ve aciz iken rızkı kendisini arıyordu, büyüyüp güçlendikçe kendisi rızkını aramak zorunda kalmaktadır


Rızık taahhüt altında mıdır?


“Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlının ve sizin rızkınızı Allah verir”1

“Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan ancak Allah’tır”2

Şu âyet meâllerinden anlaşıldığına göre, rızk Allah’ın taahhüdü ve garantisi altındadır Açlıktan ölmek yoktur Halbuki, dünyanın birçok yerinde, birçok insan açlıktan ölmektedir Hem rızk garanti altında bulunsun hem de açlıktan ölümler olsun, bu bir çelişki değil midir?

Allah’ın rızkı garanti etmesi ve taahhüt altına alması doğrudur Yukarıda açıklandığı gibi rızka muhtaç kullarının âcizlik döneminde rızıklarını ayağına kadar göndermektedir Hiçbir çabaya gerek kalmadan bunu yapmaktadır Doğmamış çocuğun rızkını anne karnında anne aracılığı ile göndermektedir

İkinci kısım garantiyi ise, rızkı kullanacak olanların vücutlarında depolamak sûretiyle yapmaktadır Bugün tıbbın bildirdiğine göre, vücutta iç yağı tarzında rızık depolanmaktadır Ayrıca her hücrenin içinde ikinci bir depolama yapılmaktadır Bu iki ambarda depolanan rızık, en az kırk gün o kimseye yetecek durumdadır Bazen bu durum yetmiş güne kadar da çıkmaktadır Bu kadar süre içinde bir defa olsun bir yiyecek bulmak her zaman mümkündür3

Allah’ın taahhüt edip garanti altına aldığı rızık bunlardır Bunun dışındaki rızık elde etme işi, birçok sebebe bağlıdır Kul çalışacak, işlerini iyi yapacak, Allah’ın hikmeti de yanında olacak, arkasından bol rızık gelecek veya gelmeyecek Buradaki kazanç imtihana tabidir Azlığından veya çokluğundan dolayı sabır ve şükür ile imtihana tâbi tutulacaktır Onun için bu kısım garanti dışıdır Kazandıklarından ve kazanma biçimlerinden imtihana ve sorguya çekileceklerdir Şu da bir gerçektir, Allah hiçbir emeği karşılıksız bırakmaz Emek kimden gelirse gelsin, ister inanandan ister inanmayandan, fark etmez, Allah emeğin karşılığını verecektir

Maddî rızkın yanında bir de mânevî rızık vardır Bu mânâda, varlıklara verilen her şey bir rızıktır Hayatından hissiyâtına, duygularına kadar her şey rızıktır Hayat bir mide gibidir Göz, kulak, akıl gibi ellerle o midenin beslenmesi gerekmektedir İslâmiyet ve iman ile o hayatı bir bütün haline getirmiştir Bu sayede insan, bütün kâinatla barışık hale gelmiştir Allah’ın isimlerinin tecellîleri sayısınca dostluklar ve arkadaşlıklar kurulmuştur Çünkü her şey onun emri ve izni ile hareket etmektedir Bu zincirin bir halkası da kendisidir

Bunların bir kısmı belli çağa kadar yine garanti altına alınmıştır Ergenlik çağından önce vefat eden insanların, hiçbir sorumluluğa, sorgulamaya tabi tutulmadan Allah’ın rahmetine ve Cennetine kavuşmaları onlar için bir garantidir Ergenlik döneminden sonraki kısım ise, imtihana tabi olduğu için orada garanti yoktur Burada kulun davranışlarından ve tercihlerinden hesaba çekilmesi söz konusudur

Garanti kapsamı dışındaki rızkın kefili şükürdür Kullar şükretmeye devam ettiği sürece, nimetler de gelmeye devam edecektir Maddî ve mânevî her türlü nimetin artmasını sağlayan iksir, şükürdür Şükredenlere, Allah’ın va’di var, nimetlerini artıracaktır4 Bu va’d geneldir, maddî ve mânevî rızıkları kapsamaktadır İman, ne kadar sağlam ve bilerek yapılırsa, manevî olarak, elde edilecek netice de o kadar artacaktır Duygulara ve hissiyata kadar uzanan bir imanı yok etmek elbette kolay değildir Malın, zekât ve sadakalarının verilmiş olması, onun şükrünü yerine getirme anlamına gelmektedir Bunların tersi olan şükürsüzlük ise, nimetlerin azalmasına ve fakirleşmeye sebeptir Zekât, o malın içindeki kul hakkıdır Kul hakkı yiyenler iflah olmazlar

Varlıkların merkezinde hayat vardır Hayatın merkezinde de rızık vardır Onun için her varlık, aşk derecesinde rızkın peşinde koşmaktadır Meşrû dairede kalarak rızkı aramak, rızkı verene karşı bir şükürdür ve önemli bir ibadet kabul edilmektedir Rızkın merkezinde de şükür vardır


Dipnotlar:

1- Ankebut Sûresi, 29:60

2- Zâriyat Sûresi, 51:58

3- Nursî, Bediuzzaman Said, Lem’alar, s 67

4- İbrahim Sûresi 72/7
Cevapla

“Dini Konular” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir